İnsan hayatında bazen bir meslek, sadece bir geçim kaynağı olmaktan öteye geçer; tutkuya dönüşebilir. İşte bu haba, 62 yıl boyunca iplerle dans eden ve her bir ipi sanat eserine dönüştüren bir ustanın hikayesini paylaşmak için kaleme alındı. Bu hikaye, sadece bir işin ötesinde, sevginin, özverinin ve sanatsal yaratıcılığın nasıl bir araya geldiğini gözler önüne seriyor.
@ustamız, sanata olan ilgisini çocuk yaşlarda keşfetti. O zamanlar sokaklarda gördüğü el yapımı iplerden yaptığı oyuncaklar, onun hayal gücünü ateşledi. Ailesinin de desteğiyle, genç yaşta bir zanaatkar olarak eğitim aldı. Usta, ilk başlarda temel tekniklerle başladığı bu yolculuğuna, yıllar içinde farklı teknikler öğrenerek ve uygulayarak devam etti. Onun için her yeni ip, farklı bir hikaye, farklı bir duygu ifade ediyordu. Zamanla, bu sıradan iplerden olağanüstü eserler yaratmaya başladı ve herkes tarafından takdir edilmeye başlandı.
Ustamız, çalışmaları sırasında her bir detayın önemine inanmaktadır. İpleriyle yaptığı her eserde, ruhunu ve düşüncelerini yansıtır. Kullanma biçimi, seçtiği renkler ve desenler, her zaman bir anlam taşır. Tıpkı bir ressamın tuvali gibi, onun ipleri de duygularını ifade etme biçimidir. Yıllar içinde, birçok sergi açmış, ulusal ve uluslararası platformlarda eserleri sergilenmiştir. 62 yıl süresince, yüzlerce öğrenci yetiştirmiş ve bu sanatı aktarmıştır. Gençlerin sanata olan ilgisini artırmak için çaba sarf eden ustamız, aynı zamanda ip sanatı konusunda atölyeler düzenleyerek yeni nesillere ilham vermekten büyük mutluluk duymaktadır.
Hastalandığında bile işi bırakmayan usta, sanatının, onun için bir yaşam tarzı ve mücadele biçimi olduğunu ifade ediyor. Her ipi eline aldığında, geçmişte yaşadığı anıların, deneyimlerin ve aynı zamanda geleceğe dair hayallerinin onunla birlikte dans ettiğini hissediyor. Her eser, geçmişteki bir anıyı ya da gelecekte yaratmayı arzuladığı bir hayali sembolize ediyor. İki farklı dünyayı bir araya getiren bu yolculuk, ustayı her gün yeniden yaratıyor.
Böylesi bir tutku ve özveri, genç zanaatkar adayları için de büyük bir örnek teşkil ediyor. "Sanat, ruhu besler," diyor ustamız ve onu yapma amacını her zaman aktaracaktır. Herkesin hayatında bir şeyleri tutku ile yapması gerektiğine inanıyor. "İşinizi seviyorsanız, hiçbir zaman çalışmıyorsunuz demektir," sözleriyle, iş dünyasına olan bakış açısını net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bazı zanaatkarlar, birbirlerinin yöntemlerinden ilham alırken, ustamız kendi yolunu çizmekte kararlıdır. Kendine özel bir tarz yaratarak, diğerlerinden sıyrılmayı başarmıştır. Her ip, onun için bir malzeme değil, bir ifade biçimi, bir yaşam alanıdır. 62 yıldır süren bu çaba, sanatın ve zanaatin bir araya geldiği eşsiz bir hikaye sunmaktadır.
İleriye dönük hedefleri arasında, eserlerini daha geniş kitlelere ulaştırmak ve yeni nesillere ilham vermek vardır. Usta, öğrencilerine sadece teknik değil, aynı zamanda tutkularının peşinden koşmayı da öğretmektedir. Bu öğreti, onların hayatlarının her alanında işlerine yansıyacak bir anlayış kazandırmaktadır. "Sanat, sadece bir meslek değil, yaşamın kendisidir," diyor ve bu felsefeyle, her gün yeni eserler yaratmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, ipleriyle sanata dönüşen bu usta, adeta bir yaşam kılavuzu sunuyor. Onun hikayesi, sanatı ve tutkuyu işlemekte ve topluma örnek olmayı başarmaktadır. 62 yıl boyunca verdiği emekler, çağlar boyunca hatırlanacak ve yeni nesillere ilham kaynağı olacak bir miras bırakmaktadır. İpleriyle kurduğu bu sanat dünyasında, her bir eseriyle geçmişle geleceğin buluşmasını sağlıyor. Sanatın gücü ve ustalığı, onun yaşamını şekillendirmiş ve onu bilge bir sanatkar haline getirmiştir. Her ip, her düğüm, her detay; özveri, emek ve aşk ile süslenmiştir. Bu tutku dolu hikaye, sadece özverili bir sanatkarın hayatından değil, aynı zamanda ardında bıraktığı mirasın ne kadar değerli olduğunun bir göstergesidir.