Alevlerin ortasında yaşadığı korkutucu anları ve duygularını paylaşan genç adam, tüm dünyayı sarsacak bir olayın tanığı oldu. Aniden alevlerin arasında kalan bu genç, "Etim eriyormuş gibi yanıyordum," diyerek o an yaşadığı tüyler ürpertici duyguları dile getiriyor. Olay, şehrin en yoğun bölgelerinden birinde bir yangın sonucu meydana geldi. Genç adam, yaşadığı dehşeti ve kurtuluş mücadelesini anlatırken, her kelimesinde yaşadığı kabus halen taze gibi. Yangın anının nasıl başladığı, neler yaşandığı ve kurtuluş anındaki hisleri ile ilgili detaylarıyla bu olayın ardında yatan gerçekler her geçen gün daha fazla merak uyandırıyor.
Genç adam, sabah saatlerinde bir arkadaşının evinde eğlenirken, bir anda evin içinde yoğun bir duman hissettiğini anlatıyor. O an yaşadığı panikle birlikte dışarı fırlamak için koşmaya başladı. Ancak dışarı çıktığında, gördüğü manzara karşısında dehşete düştü; alevler her yeri sarmıştı ve kaçış yolları kapalıydı. Yangın, bilinmeyen bir nedenle tamamen kontrolden çıkmış, bir anda büyüyerek çevresindeki her şeyi tehdit eder hale gelmişti. Arkadaşlarını ve çevredeki insanları kurtarma içgüdüsüyle hareket etmeye çalışan genç adam, ateşin içinden geçtiği sırada o korkunç duyguyu ilk kez hissetti. "Alevlerin arasında kalınca, vücudumun yanmaya başladığını fark ettim. Sanki etim eriyormuş gibi geldi," diyor. Böyle bir deneyim, kimsenin yaşamak istemeyeceği bir senaryoydu.
Yangından kaçarken yaşadığı anlar, genç adamın zihninde asla silinmeyecek bir şekilde yer etmiştir. "O an, ölümü hissettim. Hayatta kalmak için değil, sadece kaçmak için savaşıyordum." diyor. Korku, panik ve çaresizlik arasında geçen bu süre, adeta bir kabus gibiydi. Yangının sıcağı ve yoğun duman nedeniyle nefes almakta zorlandığını belirtiyor ve bu durumun paniği daha da artırdığını ifade ediyor. "Yaralı ve yanmış bir şekilde, kendimi kurtarma mücadelesi verirken, çevremdeki insanların yüzlerindeki korkuyu görebiliyordum. Herkes kaçmaya çalışıyordu ama kimse nereden başlayacağını bilmiyordu," diyor. Kurtulmayı başaran genç adam, okula dönüş yolunda dahi yaşadığı deneyimlerin onu nasıl etkilediğini ifade ediyor. "Bazen o anı düşünüyorum ve içimdeki dehşeti yeniden yaşıyorum. Bütün bunlar benimle kalacak," diyerek hislerini detaylandırıyor.
Bu olayın ardından, yangın güvenliği konuları yeniden gündeme geldi. Olayın uzaktan izleyenleri bile derinden etkilemişken, güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğine dair çağrılar artmaya başladı. Yangın sırasında yaşananlar ve genç adamın tanıklığı sayesinde, toplumda bir farkındalık yaratmak amaçlandı. "Bu tür olayların yaşanmaması için herkesin sorumluluk alması gerekiyor. Yangın güvenliği, sadece resmi kurumların değil, bireylerin de dikkat etmesi gereken bir konudur," diyerek, yaşadığı acıdan güç alarak, toplumda bir bilinç oluşturmak istediğini vurguluyor.
Bu olayın üzerinden zaman geçtikçe, genç adam hâlâ başına gelenleri unutamıyor ve sürekli olarak yangının izleriyle baş etmeye çalışıyor. Fiziksel yaralar iyileşse de, ruhsal yaralarının zaman alacağını biliyor. "Bir gün tekrar normal hayatıma dönebilir miyim, bilmiyorum," diyor. Yangın ve alevlerin ortasında geçen anlar, hayatında açtığı yaralarla birlikte onu daha güçlü yapacak mı, zaman gösterecek. Ama bir şey kesin: Yangınlar, sadece fiziksel zararlarla kalmaz; ruhlarda da derin izler bırakır.