Türkiye, genç yaşta kaybedilen bir hayata daha gözyaşı dökerken, 18 yaşındaki Deniz'in asker eğlencesinde yaşanan kötü bir olay sonucu yaşamını yitirmesi, tüm ülkeyi yasa boğdu. Olay, Deniz'in, arkadaşlarıyla birlikte gülüp oynadığı bir geceyi kıyamet haline getirdi. Toplumsal dayanışmanın öneminin bir kez daha vurgulandığı bu elim olay, birçok insana genç yaşta kaybetmenin ne denli acı olduğunu hatırlattı.
Geçtiğimiz Cumartesi akşamı, Deniz’in arkadaşlarıyla birlikte düzenlediği asker eğlencesi sırasında, durum bir anda kontrolden çıktı. Eğlencenin başladığı ilk dakikalarda, birçok genç çoşkulu bir şekilde müzik eşliğinde eğlenirken, bir grup genç arasında nedeni henüz belirlenemeyen bir tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesiyle birlikte, kargaşanın ve kaygının da artması kaçınılmaz oldu. Eğlencenin olaylar içinde nasıl bir dehşete dönüştüğü ise tanıkların ifadeleriyle ortaya çıkıyor.
Tartışmanın nedeninin, alkol ve aşırı heyecan olduğu düşünülen olayda, birkaç kişi arasında kısa sürede bir kavga başladı. Saldırganlar arasında Deniz’in isminin geçtiği iddiaları, alanda bulunan diğer gençlerin de dikkatini çekti. Ancak, kaynağı belirsiz olan kargaşa ortamında Deniz, kavgada yanlışlıkla vuruldu. Olayın gerçekleştiği an, birçok tanığın gözünde adeta bir korku filmi sahnesini andırıyordu. Özellikle gençlerin arasında eğlence amaçlı yapılan bu tür kutlamaların geleceği üzerine soru işaretleri oluşturacak bir ortam oluştu.
Dört bir yanın düşüncelerle dolduğu bu olayın ardından Deniz’in ailesi büyük bir acıyla sarsıldı. Gençlerin canı için hayalini kurdukları askerlik mesleğine yönelik böyle bir trajedinin yaşanmasının yıpratıcı olduğunu belirten aile, hem dikkatlerinin artırılması hem de yasaların gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. “Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımız bıçakla, yumrukla değil, barışla büyüsün. Gülerken eğlendiklerinden korkmasınlar” diye seslendikten sonra, kayıplarının hüznüyle doldu kalpleri.
Deniz’in arkadaşları da yaşadıklarının travmasını kolay atlatamıyor. Bir araya geldiklerinde gözlerinde dolu dolu yaşlar görüldü. Geçmişteki güzel anılarında birlikte kahkaha attıkları bu gencecik hayatın aniden sona erdiği gerçeği, her birinin içine bir ağırlık gibi oturdu. Olayın ardından, sosyal medyada birçok kişi bu durumun artık bir son bulması gerektiği üzerine özel hashtag’ler oluşturdu. Ne yazık ki, bu olay, sadece Deniz’in hayatına mal olmakla kalmadı; aynı zamanda sorumluluk taleplerini de yeniden gündeme taşıdı.
Asker eğlenceleri, her zaman coşku ve neşeyle anılan kutlama günleri olmakla birlikte, özellikle gençlerin bir araya geldiği bu tür organizasyonlarda güvenliğinin artırılması gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin hayatı, bir anlık öfke ve alkol kontrolü kaybı yüzünden sona ermemeli. Olayın failinin henüz kim olduğu belli değilken, toplum olarak alınacak dersler ve yapılacak adımlar kritik bir öneme sahip.
Deniz’in yaşadığı bu kargaşanın ardından, destek mesajları ve durumu kınayan sesler gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Günümüzde yaşanan benzer olaylarla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla, görsel ve yazılı basında yorumlar yapılarak bu tür acılara yol açabilecek uygulamaların sona erdirilmesi için çağrı yapılmaktadır. Deniz’in kaybından sonra, toplumsal duyarlılık ve güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiği gerçeği bir kez daha insanlara hatırlatılmıştır.
Deniz’in yaşadığı ve yaşatmaya çalıştığı mutluluk dolu anların, hayatta kalması gereken dikkatin bir temsili olduğu anlatılırken, kaybının yarattığı boşlukta yüreği acıyan aile, sosyal destek mekanizmalarının önemli olduğunu da vurguladı. “Evladım ne kadar mutlu görünüyordu; bu mutlu sonlar için çabalıyoruz, özlemle hatırlıyoruz” ifadeleriyle, yaşanan trajedinin bir parçası olmaya çalışacakları anlaşılıyor.
Sonuç olarak, asker eğlencesi adı altında yaşanan bu trajik olay, sadece Deniz’i değil, onu seven herkesi sadık bir duygu yumağı içinde saran bir duruma dönüşmüştür. Olayın ardından verilen tepkilerin nasıl bir değişim yaratabileceği merakla bekleniyor. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması adına herkesin elini taşın altına koyması hayati bir öneme sahip. Deniz’in acısı hepimizde bir ders bırakacak mı? Yaşananlardan sonra geleceğe umut, sevgi ve figürlerle bağlanmalıyız.