Israel'deki son gelişmeler, Mescid-i Aksa üzerinde artan gerilimle birlikte uluslararası gündemi sarstı. İsrailli İçişleri Bakanı Itamar Ben Gvir'in, Mescid-i Aksa'ya yaptığı son ziyaret ve buna ilişkin yaptığı açıklamalar, bölgedeki gerginlikleri daha da derinleştiriyor. Bu durum, sadece yerel değil, uluslararası düzeyde de büyük yankı uyandırdı. Gazze'den gelen tepkiler, Arap Birliği'nin açıklamaları ve Filistinli liderlerin duruma karşı gösterdiği tepkiler, gazetelerde geniş bir şekilde yer aldı. Peki, bu baskının arka planındaki nedenler neler? Bunu incelemekte fayda var.
Mescid-i Aksa, sadece bir ibadet yeri olarak değil, aynı zamanda Müslümanlar ve Yahudiler için sembolik bir anlam taşıyan bir mekan. Burası, tarih boyunca birçok çatışmanın ve mücadelenin merkezi olmuştur. İsrail'in kuruluşu sonrasında bu bölgedeki gerginlikler artmış, Mescid-i Aksa’nın statüsü üzerine tartışmalar yaşanmıştır. Günümüzde, özellikle sağcı politikacıların ziyaretleri ve açıklamaları, bu tartışmayı yeniden alevlendiriyor. Itamar Ben Gvir'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı ziyaret, sadece bir ibadet amacı taşımakla kalmıyor; aynı zamanda bir siyasi mesaj da barındırıyor. Bu durum, İsrail'in çoğu zaman tartışmalı olan etnik ve dini kimliğini perçinlemek için bir fırsat olarak görülüyor.
Ben Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskınına yönelik tepkiler, sadece Filistinlilerle sınırlı kalmadı. Birçok ülke, İsrail'in bu adımını kınadı ve Filistin halkının haklarını destekleyen açıklamalar yaptı. Arap Birliği, İsrailli Bakanın bu ziyaretinin "provokatif" olduğunu belirterek, tüm ülkeleri bu konuda ortak bir tavır almaya çağırdı. Ayrıca, Birleşmiş Milletler'den de benzer bir açıklama geldi. Bu tür eylemlerin, kalıcı bir barış anlaşmasının önünde büyük bir engel oluşturacağını vurgulayan BM, tarafları özenli davranmaya davet etti. Geri dönüş olmaksızın süren bu gerginlik, bölgedeki savaşın yeniden tırmanmasına neden olabilir. Nitekim geçmişte benzeri olayların fitilini ateşleyen bu tür baskınlar, büyük çatışmalara zemin hazırlamıştır.
Sonuç olarak, Itamar Ben Gvir'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı bu baskın, sadece bölgedeki gerginliği artırmakla kalmayıp, aynı zamanda uluslararası topluluğu da harekete geçirmiştir. Barış arayışlarının zamanla sönmeye yüz tuttuğu, kimlik ve inanç savaşlarının ön planda olduğu bir dönemde, bu tür eylemlerin sonuçları oldukça ciddi olabilir. Gözler, önümüzdeki günlerde bu gerilimlerin nasıl gelişeceğine ve uluslararası toplumun nasıl bir tepki vereceğine çevrildi.