Türkiye’nin en büyük metropollerinden biri olan İstanbul'da meydana gelen son depremler, pek çok insanın endişe duymasına sebep oldu. Depremlerden sonra sosyal medyada ve bazı medya organlarında, ABD donanımına ait bir geminin bölgedeki sondaj faaliyetlerinin bu depremlere neden olduğu yönünde iddialar ortaya atıldı. Ancak, bu iddiaların gerçek dışı olduğuna dair uzmanlardan ve yetkililerden açıklamalar geldi.
Öncelikle, depremlerin oluşumunda yer kabuğundaki hareketler, fay hatlarının aktivasyonu ve doğal süreçlerin etkili olduğunu belirtmek gerekir. Bilim insanları, depremlerin çoğunun yer altındaki tektonik hareketlerle bağlantılı olduğunu vurgulamaktadır. Sondaj ve çıkarma faaliyetleri, yer altı kaynaklarıyla ilgili araştırmalar yapmayı amaçlar. Ancak, bu tür faaliyetlerin depremlere sebep olma ihtimali son derece düşüktür.
Uzmanlar, "Sondaj işlemleri, doğal yer kabuğu hareketlerine etki etmez. ABD gemisi gibi donanımların bölgede bulunması, depreme neden olamaz. Bu tür iddialar, bilimsel verilerle desteklenmemektedir" diyerek konunun altını çiziyorlar. Bilim camiası, depremlerin büyük çoğunluğunun yer kabuğundaki doğal süreçlerden kaynaklandığını ve dışsal etkenlerin bu durumu değiştirmediğini ifade ediyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kandilli Rasathanesi yetkilileri, son dönemdeki depremlerle ilgili yapılan spekülasyonlara karşı açık bir duyuru gerçekleştirdi. "Bölgede herhangi bir sondaj faaliyetinin depremlerle doğrudan bir ilişkisi yoktur" diyen yetkililer, izleme ve takip sistemlerinin gelişmiş olduğunu vurgularak, depremler hakkında halkı bilgilendirmeye devam edeceklerini belirtti.
Aynı zamanda, İstanbul’daki depremlerin büyüklüğü ve derinlikleri hakkında uzmanların yaptığı analizler, bu durumun yer kabuğundaki doğal hareketlerle bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Yetkililer, depremlerin sıklığına dikkat çekerek, İstanbul'un bir deprem bölgesinde yer aldığını ve bu nedenle depremlerin olmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. "Herhangi bir dışsal etkene gerek olmadan, İstanbul deprem açısından riskli bir bölgedir" uyarısında bulundular.
Sonuç olarak, İstanbul'daki depremlerle ilgili ortaya atılan ABD gemisi sondajı iddiaları, kamuoyunu yanıltma amacı güden spekülasyonlardan başka bir şey değil. Bilim insanları ve yetkililerin açıklamaları, depremlerin doğal bir fenomen olduğunu ve bu süreçlerin bilimsel verilerle doğrulandığını gözler önüne seriyor. İstanbul halkının bu tür asılsız iddialara kanmamaları gerekiyor. Deprem riskinin en aza indirilmesi için alınacak önlemler ve bilgilendirme gerekliliği her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
Halkı yanıltan bu tür açıklamalara itibar edilmemesi gerektiği, resmi kaynaklardan gelen bilgilerin dikkate alınması gerektiği konusunda uyarılar yapıldı. İstanbul’un ve çevresinin depremselliği ile ilgili olarak, kamuoyunu bilgilendirmek ve doğru bilgilere ulaşmasını sağlamak adına çalışmalar devam edecektir. Bu nedenle vatandaşların, deprem sonrası yapılan açıklamaların kaynağını dikkatlice değerlendirmesi büyük önem arz etmektedir.