Venezuela hükümeti, ABD'nin Karayip Denizi'ndeki askeri faaliyetlerini artırmasının ardından ciddi bir tepki gösterdi. Bu durum, özellikle iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin gerginleştiği bir dönemde dikkat çekici hale geldi. Venezuela, Washington'un askeri varlığını "provokasyon" olarak nitelendirirken, bu hamlelerin hem bölgesel istikrara hem de uluslararası güvenliğe zarar vereceğini savundu. Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri, Venezuela'nın komşularına yönelik olası tehditler konusunda duyarlılığını artırmak adına askeri varlığını güçlendirdiklerini belirtiyor.
Venezuela Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin Karayip Denizi'nde gerçekleştirdiği askerî tatbikatların ve gözetim uçuşlarının, bölge ülkeleriyle yapılan dostane ilişkileri baltaladığını ifade etti. Ayrıca, Caracas yönetimi, Washington'un bu tür eylemlerinin iki ülke arasındaki var olan gerilimi tırmandırdığını öne sürdü. Venezuela hükümeti, ABD’nin bu tutumunun, Karayip bölgesindeki barış ve güvenliği tehlikeye attığını ve böylece bölgesel işbirliğini zedelediğini vurguladı. Dışişleri Bakanı, "Savaş tehditleriyle değil, diyalog ve uzlaşı ile sorunların çözülmesi gerektiğine inanıyoruz" şeklinde bir açıklamada bulundu.
Venezuela ayrıca, kendi güvenliğini sağlama alabilmek maksadıyla bölgesel ittifakların güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Ülke, Latin Amerika ve Karayipler'deki hak ihlallerine karşı dayanışmanın artırılması ve müdahaleye karşı ortak bir front oluşturulması gerektiğini belirtti. Bunun yanı sıra, Caracas yönetimi, uluslararası kamuoyundan, ABD'nin bu tür askeri faaliyetlerini kınamalarını beklediklerini dile getirdi.
ABD, Karayip Denizi'ndeki askeri varlığını artırarak, Venezuela'nın yanı sıra bölgedeki diğer ülkeleri de kapsayan güvenlik meselelerine müdahale etme niyetinde olduğunu ifade etti. Bu durum, hem sivil toplum hem de politikacılar arasında ciddi tartışmalara yol açıyor. Washington, Venezuela'nın, insan hakları ihlalleri ve iç karışıklıklarıyla uluslararası toplum için bir tehdit oluşturduğuna inanıyor ve bu nedenle bölgedeki askeri varlığını artırarak güvenliği sağlamaya çalışıyor.
Ayrıca, ABD'nin Karayip Denizi'nde gerçekleştirdiği askeri tatbikatlar, özellikle Venezuela'nın yanı sıra Nikaragua, Küba gibi ülkelerin de dikkatini çekiyor. Bu durum, bölgedeki istikrarı sağlamak için gerekli olan işbirliklerini zayıflatma riski taşıyor. Venezuela'nın eski müttefiklerinin de Washington'un stratejisi karşısında nasıl bir tavır alacağı büyük merak konusu. Her ne kadar ABD, bu tür askeri olayların savunma amaçlı olduğunu öne sürse de, Caracas yönetimi bu durumun kabul edilemez olduğunu ve bir tür tehdit olarak algılandığını aktarıyor.
Sonuç olarak, Venezuela’nın ABD’ye yönelik eleştirileri, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkilerin değil, aynı zamanda Karayip Bölgesi'nin geleceği için de kritik bir öneme sahip. Tüm bu gelişmeler, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekerken, Venezuela'nın hem iç dinamikleri hem de dış politikası üzerindeki baskılara karşı nasıl bir strateji izleyeceği de merak ediliyor. Uzmanlar, bu tür askeri hamlelerin, uzun vadede ilişkilerin daha da kötüleşmesine yol açabileceğini belirtiyorlar. İçinde bulunduğumuz bu karmaşık süreçte, farklı aktörlerin nasıl davrandığı ve hangi adımları attığı, bölgedeki dengeleri derinden etkileyebilir.